Emre Akgün

My blogs

About me

Interests Ben bir Hizmet Hareketi mensubuyum! Bunu gururla söylüyorum. Çünkü suçlu değilim; terörist değilim. Bir diktatörün, başçalan bir hırsızın karşısında engel olarak gördüğü ve bu nedenle sahte bir darbe tiyatrosuyla hayatlarını kararttığı insanlardan biriyim. 17-25 Aralık 2013'te asrın yolsuzluğunu ortaya çıkaran kahraman polislerimizle gurur duyan biriyim. Hakkımda arama, yakalama kararları var. Ama kendimden çok, o diktatörün eline düşen, zindanlara atılan ya da o diktatörden kaçarken hayatını kaybeden abilere, ablalara ve çocuklara üzülüyorum. İdeoloji ve inanç farkı gözetmeden her insana elini uzatan, gözyaşını silen, düşenin elinden tutan; her fırsatta devlete, millete, vatana bağlılığını dile getiren Hoşgörü Sultanı Fethullah Gülen hocaefendiyi bazıları hoş görmeyebilir. Ama pek çok defa şahit olmuşumdur ki; onu eleştirenler bir zaman sonra “Onu şimdi anladım.” diyerek takdirlerini bildirmiştir. Yıllar yılı Hocaefendi’yi yıpratmaya çalışanlar ve onu eleştirenler oldu ama o bu durumda bile bizlere ders verdi. Nasıl ki yıldırımlar yüksek binalara düşerse, aynı şekilde büyük adamların başına da pek çok sıkıntılar gelebilir. Hocaefendi tek başına binlerce dindarın çektiği çileyi gördü, yaşadı, hâlâ o çile devam ediyor. Düşündüm ki, hiçbir davanın yolunu düşman kesememiştir; dostlar yürümezse yollar ne yapsın? Düşündüm ki, bu hadiseler, rüzgârın çınar ağacının dalları arasından esip gitmesi gibidir. Belki biraz yaprakları sallanır; sonra geçer gider. Bu nedenle, yaklaşık 20 yıldır mensubu olduğum hizmet hareketinin zulme uğrayan abilerinin ve ablalarının, seslerine ses olabilmek ve başçalan Erdoğan diktatörüne karşı haklı mücadelemi sürdürebilmek adına blog yazıyorum. “Gitme ey yolcu, oturup beraber ağlaşalım, Elemim, bir yüreğin kârı değil, paylaşalım!..”